17 Şubat 2014 Pazartesi

Konuşan Kitaplar Blog Tur | April Genevieve Tucholke - Derin Sularla Şeytan Arasında | Yorum + Özel Bölüm

Derin Sularla Şeytan Arasında (Between #1)
Satın Almak İçin: Kitap Sihirbazı | D&R | Okuoku Goodreads
Kategori: Genç-Yetişkin, Fantastik, Büyü, Paranormal
Yazar: April Genevieve Tucholke (Çeviren: Handan Sağlanmak
Üretici: Parodi Yayınları
Liste Fiyatı: t 24,00
Sayfa Sayısı: 348
Şeytanla el ele yürürken ondan korkamazsın!

Geçmişi sırlarla dolu esrarengiz freddie...
Ölü freddienin hatıralarına düğümlü Violet White...
Çarpık gülüşlü, mükemmel yalancı River West...

"Okyanus kıyısındaki sıradan kasaba Echoda her şey olağandı. Ta ki bir gün esrarengiz yabancı River West, White ailesinin köhne malikânesi Citizen Kanein misafir evini kiralayana kadar… Çarpık gülüşlü, zeki ve mükemmel bir yalancı olan River, birkaç gün içinde hem Violetın hem de tüm Echo kasabasının hayatını değiştirir.

Doğaüstü yetenekleri olan River, herkes için tehlike saçarken, Violet için hem tekinsiz bir yabancı hem de karşı konulmaz bir varlıktır. Bu gizemli misafirle birlikte White ailesinin sırları da birer birer ortaya çıkmaya başlayınca, Violet kendisini sımsıkı bir düğümün ortasında bulur. "


Bir Konuşan Kitaplar Turundan daha herkese merhaba *-* Nasılsınız millet? Keyifler nasıl? Uzun zamandır görüşemiyoruz. Yorum falan da yazmıyorsunuz artık. Yalnız hissetmeye başladım burada ._. Ben mi? Ben bu aralar biraz sıkıntılı günler geçiriyorum ama fena değilim. Sevdiklerim yanımda, şükür ki sağlıkları gayet iyi, bir insan daha  ne ister. Öyle değil mi? -ama yine de bir kaç tane yorum görmek fena olmaz-

Neyse, gelelimmmm kitabımıza ^^ Bu turdaki konuğumuz, muhteşem çevirisi, harika kapağı ve ciltli baskısıyla hepimizin beğenisini kazanan -alkışlar Parodi Yayınları'na- Derin Sularla Şeytan Arasında *-*

Awww nereden başlayacağımı bilemiyorum. Cidden! Normalde de gerçekten beğendiğim kitapları yorumlarken zorlanırım ama bu hepsinden fena zorluyor. Anlatmak istediğim çok şey var ama kitap öyle ince bir denge üzerine kurulmuş ki, yapacağım en ufak bir dikkatsizlik bile size büyük bir spoiler olarak geri dönebilir. Ve ben bunu kesinlikle istemiyorum. Ama bir yerden başlamam lazım değil mi? Mmmm tamam o halde başlıyorum.

Ana karakterimiz olan Violet ve ikiz kardeşi Luke; okyanusa bakan, büyük, eski ama görkeminden hiç bir şey kaybetmemiş malikanelerinde yaşayamaya çalışan sıradan iki çocuk. Maceraperest ebeveynleri bunları geride bırakıp Avrupa seyahatine çıktıkları için kendi kendilerine yetmeye çalışıyorlar. Daha önceleri kasabanın en zengin ailelerinden biri olmalarına rağmen, anne ve babalarının bu keyfi harcamaları yüzünden servetleri bitme noktasına kadar gelmiş durumda. Hatta durum öyle fena ki,  faturalarını bile ödeyemez hale gelmişler. İşte tam da bu yüzden Violet, malikanelerinde bulunan misafir evini kiralamaya karar veriyor. Ve böylece River West'le tanışmış oluyoruz ^^

River öncesinde zenginleri, fakirleri ve alkolikleriyle birlikte; sıradan, sakin, sevimli ve küçük bir Amerikan kasabası olan Echo, River geldikten sonra değişmeye başlıyor. Gizemli olaylar, intihar eden kasabalılar, Şeytan tarafından kaçırılan çocuklar vs. vs. Tabi direkt tüm bu olayların arkasında River var demek doğru olmaz ama tüm bunların o geldikten sonra başlaması şüphe uyandırmıyor da değil *-*

Violet ve River'ın ilişkisi bir garip. Aralarında büyük bir çekim olduğu doğru ama bu, daha farklı bir şey. Eğer ilk görüşte aşka inanıyorsanız, size aralarındaki şeyin bu olduğunu söyleyebilirim. Koşulsuz, şartsız, saf aşk. Belki biraz karamsar bir aşk. Daha iyi ifade edebilirdim ama pot kırmaktan korkuyorum ._. Neyse öyle işte. Tamam River gerçekten çok yakışıklı, inanılmaz karizmatik, kişiye güven veren biri. Sonra mesela muhteşem espressolar hazırlamaktan, siyah-beyaz eski filmler izlemekten, ay ışığında sahilde ateş yakıp oturmaktan ve yemek yapmaktan hoşlanıyor -ve bunu gerçekten iyi yapıyor- ama ne bileyim kitabı okuyup, Violet'i daha yakından tanıdığınızda bütün bunlara rağmen onun kendini bir erkeğe böyle bir anda açan insanlardan olmadığını göreceksiniz. Sanki River'da tüm bunların dışında bambaşka bir şey varmış gibi.

Kitabın konusu da, işlenişi de, April'in betimlemelerini de çok sevdim. Öyle bir şey ki bu, hazırlanan espressoların kokusunu alabilir, sahile indiklerinde havadaki tuzu ve teninize değen kum tanelerini hissedebilirsiniz. Kitap baştan sonra aksiyon dolu değildi. Durağan yerler yok muydu? Vardı tabi. Ama o kadar çok şey yaşandı, öyle sırlar açığa çıktı ki bir an olsun başından kalkmak istemedim. Şunu ciddi anlamda söyleyebilirim, uzun zamandır bir kitaptan bu kadar büyük haz almamıştım. Karakterler de harikaydı. Evet tamam kitabın başlarında River'a gıcık olmuş, hakkındakileri öğrenince dehşete düşmüş, Luke'u anlamakta zorlanmış, Violet'i şöyle güzel bir sarsıp tokatlamak istemiş olabilirim ama daha sonra her birini ayrı ayrı sevip bağrıma bastım. Hatta kitabın sonuna doğru gelen o Moriarty-Master karışımı deli çocuğu bile.

Daha fazla şey anlatmak istiyorum, daha fazla detaya girmek istiyorum ama o ince dengeyi bozup mahvetmekten korkuyorum. Paranormal seviyorsanız okuyun! Romantizmden hoşlanıyorsanız okuyun! Bad Boys'lar hoşunuza gidiyorsa okuyun! Sürekli aynı şeyleri okumaktan sıkıldım diyorsanız okuyun! Okuyun! Ne yapın ne edin, gerekirse harçlıklarınızdan kesin ama okuyun! Verdiğiniz paraya kesinlikle değecek. Durağan bölümler her kitapta var boş verin onları *-* İkinci kitap için şimdiden sabırsızlanıyorum. Umarım önümüzdeki Eylül-Kasım gibi bizimle olur. Turumuza verdiği destekten dolayı Parodi Yayınları'na çok teşekkürler. Yeni kitaplarla görüşünceye kadar hoşçakalın. (yorum bırakmayı unutmayın -,-)






a Rafflecopter giveaway



 River'ın gözleri biraz nemlenmişti. Ağzı ise yüzünün ortasında ince ve sert bir çizgi gibi duruyordu. Sanki ne bileyim, trajik bir hali vardı; kitaplardaki kadar trajik. Onu o halde görmek beni mahvetmişti. Hikayesi ve yüzündeki bu ifade, mezarlıkta hissetmeye başladığım güvensizlik duygusunu bir anda silip süpürmüştü. Serin bir sis, parlak öğle güneşi altında nasıl hızla yok olursa güvensizliğimde öyle yok olmuştu.
 Uzanıp River'a sarıldım. Biraz gerilse de sonra rahatladı.
"Üzgünüm," dedim. "Gerçekten. Eğer istemiyorsan bu konuda daha fazla konuşmak zorunda değilsin."
 River'ın ellerinin kalçalarıma kaydığını hissettim. Eğilip beni öptü. Yavaşça.
Gerçekten iyiydi. Nazikti. Aptal futbolcu Randall Fry gibi şehvetli ve açgözlü değildi. River daha ziyade, 'dünya-kadar-zamanım-var-çünkü-hiçbir-yere-gitmeyeceğini-biliyorum' havasındaydı.
 Gitmiyordum da. Bu öpücük mezarlıktakinden daha az şaşırtmıştı beni. O zaman boynumdan altı felç olmuş gibi kaskatı kalmıştım. Ama şimdi böyle değildim. Şimdi kımıldamıştım. Ben de onu öpmüştüm. Ve ne yaptığımı bilmesem de sanki biliyormuş gibi hissediyordum.
 Kahve, fırtına, sır; hepsinin karışımı tadındaydı bu öpücük. Yavaş yavaş hızlanmaya başladı. Hızlandı, hızlandı ve...
Ve sonra bir anda durdu.
 River beni öylece bıraktı. Tam da kim olduğumu unuttuğum; sadece heyecan dolu, titreyen öpüşme yumağı değil de iki ayrı insan olduğumuzu unuttuğum sırada beni bıraktı. Sonra bir adım geri giderek derin bir nefes aldı.
 "Bu gece burada kalacak mısın?" diye sordu hafifçe, nefes nefese kalmış bir sesle. Ben de öyleydim. Ellerini saçlarında dolaştırıp dağıtırken o kadar seksi görünüyordu ki beni öfkelendirmişti.
River mutfak penceresinden dışarıdaki mor-siyah gökyüzüne ve mor-siyah denize bakmaya başladı. "On dört yaşına girdiğim günden beri kabuslar görüyorum. Her gece. Sonra, bir kaç gün önce seninle birlikte uyuyakalıyorum ve bir anda ortadan kayboluyorlar." Durdu. "Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun, değil mi?"
Hayır der gibi başımı salladım. "Bu şu demek: ömrümün geri kalanı boyunca benim yanımda uyumak zorundasın." Aradan bir kaç saniye geçti. Sonra River bir elini saçlarıma, diğerini belime koyup beni yeniden kendisine çekti. Sımsıkı.
"River?" derdim.
"Evet, Vi?"
"Jack, neden bahsediyordu? Nasıl yaptığını görmek istediğini söylerken ne demek istiyordu?" 
River'ın kolu beni yeniden bıraktı. Bir andan buz gibi bir hava hissederek camı kapatıp kapatmam gerektiği düşündüm.
"Bu soruna cevap vermeden önce benim sana bir şey sormama izin ver. Benimle geçirdiğin son bir kaç gün hoşuna gitti mi? Mutlu muydun?"
Bir tuzak olduğundan şüphelenerek yüzünü inceledim.
"Evet. Hayır. Genellikle hayır sanırım. Misafir evimde, çocuklara Şeytan'ı aramalarını söyleyerek ortadan kaybolan bir yalancı var. Komşum, kasabadaki tren tünelinde halüsinasyonlar görüyor ve kasabanın mezarlığında öpüşüyorum. Bunlara pek de keyifli diyemeyeceğim. Ben garipti diyebilirim ancak."
 River omuzlarını silkti. "Cehalet mutluluktur. Neden sadece arkana yaslanıp olacakları kabullenmiyorsun? Biliyorsun bu da bir seçenek. O sarışın kafanda oluşan tüm soruları görmezden gelebilir ve benimle yatağa girebilirsin. Kollarımı sana sarmama izin ver ve ikimizde birlikte keyifli bir uykuya dalalım. Cahil ama mutlu. Ben kabuslarım olmadan, sen de cevapların olmadan."
 Bu söylediğini düşündüm. Gerçekten. Ama yalnızda bir kaç saniye için.
"Hayır. Neler oluğunu bilmek istiyorum. İstiyorum."
River bir iç çekti. 
"Tamam. Ama unutma. Bunu sen seçtin."
Kahverengi gözleri benim mavi gözlerimi esir almıştı. 
"Benim bir sırrım var Violet. Bu benim yapabildiğim ve diğer insanların yapamadığı bir şey." 
"Seni dinliyorum."

5 yorum:

  1. O kadar güze anlatmışsın ki kitabı merak etmemek elde değil :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyordum biliyordum yalnız değilim *-* Çok teşekkür ederim. Kitap gerçekten çok güzel. Her şeyiyle öyle. Çekilişimize katılsana bakarsın sana çıkar :D

      Sil
  2. Off ya tamda en heyecanlı yerinde kesmişsin :( tam alınası bir kitap gibi duruyor.Öyle heyecanla anlatmışsın ki,heyecanını yaşamamak kitabı almayı istememek elde değil.Umarım biran önce alabilirim yoksa bu gidişle çatlıycak gibiyim.Cidden sende süpersin,kitapta.Bu arada yanlız değilsin endişelenme :) -_-

    YanıtlaSil
  3. Tam yerinde kestim aslında çünkü bir sonraki cümle bomba spoiler'dı :D Umarım en yakın zamanda alır okursun birlikte tartışırız. Saatlerce konuşabilirim *-*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. inşallah :) şu elimde okumadığım bi kaç kitabı bitirmeye çalışıyorum.Sınav hazırlığı olmasa çabuk bitceklerde :) bir an önce alabilirsem tartışmayı çok isterim :) kitaplar hakkında saatlerce konuşabilirim :D

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...