Herkese merhaba *-* Taşınmaydı, bayramdı, tatildi derken en sonunda evime ve internetime kavuşabildim. İnternet yokluğunun benim için bu kadar büyük bir problem olabileceğini düşünmezdim. Evet akıllı telefonlarımız bıdık bıdık her yere giriyor, hayatlarımızı çok daha kolay hale getiriyor ama bir bilgisayarın yerini tutmuyor maalesef. Hele bir de 3G'nin sınırları zorlayan yavaşlığına tama etmen gerekiyorsa dert sahibi oluyorsun yeminle. Neyse, bundan sonra buralardayım. Koskoca Ağustos'u tek satır yazamadan geride bıraktım. Anlatacak çok şeyim, yorumlanacak bir sürü kitabım var. E hoş geldimmm beaa *-*
Ve yine yeniden Tekirdağ'dayız. Yok yok daha doğrusu, Tekirdağ'ın Çerkezköy'ünün Veliköy'ündeyiz. Üstelik bulunduğumuz yer öyle köy içinde falan da değil. Köyün biraz daha dışında, daha bir sanayiye yakın, kendini site sanan 5 apartmandan oluşan, sessiz sakin ,etliye sütlüye karışmayan, hafiften mahrumiyet bölgesi olarak da görülebilecek bir yerdeyiz. O nasıl yani diyen varsa eğer, şöyle ki eve internet alamama sebebimiz binadaki ADSL kablosunun yanık olmasıymış. Düzenli kontrollerin dışında bir yerde olmamıza mı yoksa apartmanda kimsenin internet kullanmıyor oluşuna mı daha çok üzüldüm karar veremiyorum. Ama yine de öyle çok fazla gömmemek gerek. Buranın iyi yanları yok mu? Var tabi. Mesela burada hırsızlık falan yok. Sonra buradaki çocuklar öyle eve kapanıp bilgisayar oyunları oynayanlardan değil, bayağı bayağı yatsıya kadar bağırış-çağırış sokaklardalar. Salçalı ekmek ve bisiklet onlar için vazgeçilmezlerin başını çekiyor. Birçok kişinin özlemle aradığı mahalle kavramı halen devam etmekte. İrili ufaklı bir sürü grup var. Hanım ablalar-teyzeler günlük işlerini bitirdikten sonra elişlerini ve çekirdeklerini alıp rutin dedikodularına gömülüyorlar. Eskiye dair birçok şey kendini korumakta. Tabi bunların yanı sıra balkondan balkona yapılan konuşmalar, basketbol sahasına yün serip havalandırmalar, çocukların bahçeden AAANNNNEEAAA diye bağırmaları, annelerin çocukları eve toplamak için attıkları naralar sinir bozmuyor değil ama eh yeniden alışacağız artık. Gerçi ne yalan söyleyeyim bu taşınma benim için çok daha iyi oldu. Her ne kadar 3-4 yılda bir yeni bir şehre taşınıp, sıfırdan arkadaşlıklar kurmaya alışkın olsam da eski arkadaşlarımın ve kuzenlerimin yakınında olmak daha iyi.
Yeni evin kendine göre güzellikleri de var tabi. Örneğin kitaplığımı koyacak yer bulamadığımız için çatı katı komple benim oldu #kitapokumanınfaydaları ^-^ Bir kaç küçük eksiği olsa da hemen hemen kafamda tasarladığım gibi bir oda ve okuma köşesi oluşturdum. Kocaman, uzanılası kırmızı bir koltuğum ve uçsuz bucaksız tarla gören bir terasım var *-* Ha bu arada ailemize yeni bir üye daha katıldı. Sultan'ımdan sonra yeni bir kediye sıcak bakacağımı düşünmezdim ama Aysel'i görür görmez kanım kaynadı. Başlarda Paşa konusunda bazı problemimiz oldu ama şimdi yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor.
Üstte Aysel, altta Paşa |
Öyle işte. Tüm o taşınma stresini ve karmaşayı görmezden gelirsem harika bir yaz geçirdiğimi söyleyebilirim. Çok gezdim, çok yüzdüm, çok okudum, harika insanlarla tanıştım, yepyeni arkadaşlar edindim, koptuğum arkadaşlarla yeniden bir araya geldim, kuzenlerle-akrabalarla hasret giderdim, bir sürü yeni hediye aldım ama ne yazık ki yaz bitti. Şimdi toparlanma zamanı. Önümde yepyeni bir sayfa var. Yavaş yavaş kendi paramı kazanmam lazım. Aysel'le birlikte sorumluluğum biraz daha arttı. E bir köşeden hayata atılmanın zamanı geldi de geçiyor.
Kitap hediye eden arkadaşlar candır *-* |
Yaz boyunca aldığım hediyelerin her biri benim için çok değerliydi ama Mersin'den gelen Özlendin paketinin yeri apayrı. İyi ki varsınız iyi ki sizi tanımışım. Gelen hediyelerden sonra Ejderha Mızrağı'na dönüş yapmaya hazırlanıyorum. Ben ilk üç kitabı okumuş devamını getirmemiştim ama artık farz oldu gibi duruyor. Aradaki eksik kitapları bulduktan sonra ilk işim bu olacak. İncelemem için yayın evlerinden gelen kitapların yorumları ise çok yakında blogda olacak.
Bu senenin modası manzaraya uzatılmış ayaklardı. Benim neyim eksik dedim çektim bir tane *-* Yaza veda fotosu olsun yeni yorumlarda görüşmek üzere |
O çatı katında yaşayasım geldi bir an -.- yaşanır yani ... Çok güzel duruyorlar. Hayırlı olsun ben de Tekirdağ'ın merkezinde oturuyorum. İlçeleri hiç görmedim öyle cahil cahil geziniyorum ama alışırsın bence zamanla :))) Keyifli okumalar o halde.
YanıtlaSilTeşekkür ederim *-* Bildiğim yerler zaten buralar Tekirdağ merkezi ve çevresini çok iyi biliyorum Üniversiteyide Şarköy'de okudum zaten. Tekirdağ ile alıp veremediğim bir şey yok Trakya da iyidir ama Veliköy işte biraz muallak :)
SilKitaplıklar ne güzel olmuş!
YanıtlaSilTeşekkür ederim :)
Silhayırlı olsun:) yeni kitapların harika gözüküyor:)
YanıtlaSilTeşekkürler :)
SilHoşgeldiiiin, özledik seni Eren ^_^
YanıtlaSilO çatı katı harika ötesi zaten ;)
Yorumlarını merakla bekliyorum. Keyifli okumalar :)