DEX Şöleni | Maria V. Snyder - Poison Study/Zehir Ustası İncelemesi

Zehir Ustası (Study #1)
D&R| Goodreads
Kategori: Roman, Fantastik, Genç-Yetişkin, Büyü
Yazar: Maria V. Snyder (Çeviren: Deniz Başkaya) 
Üretici: DEX
Liste Fiyatı: t 21,00
Sayfa Sayısı: 378

Celladına âşık olsan, hapisten kaçar mıydın?

Hızlı bir ölüm mü isterdin, yoksa yavaş yavaş öldüren bir zehir mi içerdin?

Yelena idam edilmek üzereyken sıradışı bir teklif alır: Ixianın yeni komutanı Ambroseun çeşnicisi olmayı kabul ederse, hapisten kurtulup en güzel yemekleri yiyecek ve sarayda yaşayacaktır. Ama komutanın en güvendiği adamı Valek, Yelenaya Kelebek Tozu adında bir zehir içirir. Böylece Yelena Valekten her gün panzehir almak zorunda kalır yoksa onu acılı bir son beklemektedir. Kaçsa da, kalsan da ölüm hep arkasındadır.

Yelena her gün zehir konusunda eğitimler alır ve giderek uzmanlaşır; sarayda dostlar bile edinmeye başlamıştır. Fakat bu kez de yetimhanedeki korkunç geçmişi Yelenanın peşini bırakmaz. Çok geçmeden, yeni askeri yönetime isyan edip eski krallığı savunan isyancılar ve görüldüğü yerde vurulması emredilen büyücüler de, Yelenanın düşmanları arasına katılır.
Sizi
Zehir Ustası, Maria Snyderın sürükleyici, özgün ve ayrıntılarıyla büyüleyen fantastik üçlemesinin ilk kitabı.

"Her gün ölümün kıyısında yaşayan bir kadına ilgi çekici bir bakış. Yazarın öykü anlatma yeteneği kariyerinin fantastik roman janrına büyük katkılar sağlayacağının göstergesi."
Library Journal

Zehir Ustası keyifle okundu ve bitti. Kitabı ilk okuyuşum değil ama en az ilk kez okuyormuş gibi heyecanla ve merakla çevirdim sayfaları. Ateş Ustası geçtiğimiz ay raflarda yerini aldı ve ben hem üçüncü kitabı okumadan önce olayları hatırlamak hemde DEX Şöleni için daha taze bilgilerle yorum yazmak için seriye en baştan başladım. Aynı kitabı tekrar tekrar okuyorsun, olayın gidişatını, kitabın sonunu biliyorsun, e sıkılmıyor musun diyen olacaktır. bilmiyorum ben sevdiğim kitapları tekrar okumaktan hoşlanırım. Yani kim sevmez ki beğendiği kitabı açıp birkaç bölüm okumayı? Hadi ama eminim vardır benim gibi birkaç kişi daha :)

Ixia, askeri güçle yönetilen, katı kuralları bulunan, şatafat ve lüks yerine daha sade, daha işlevsel yaşamların sürdürüldüğü bir ülke. Aslında halkın işine geliyor böyle yaşamak. Çünkü devrimden önce monarşi hükmederken, saray ve kaymak tabaka iyice yozlaşmış. Kendi zevkleri uğruna halkı verginin ve sıkıntının dibine dibine sokmuş. Devrimden sonra herkes hak ettiğini kazanıyor, insanlar daha rahat, hiç kimse ekstra masrafları halktan çıkarmıyor. Bütün bunların yanı sıra Komutan Ambrose gibi sevilen bir yönetici var başlarında. Tamam  bazı kurallar gereğinden fazla katı, örneğin adam öldürmenin cezası idam. Normal hayatta idamdan yana olduğum söylenemez ama bazen bazı kişilerin yaşamayı hak ettiğini düşünmüyorum. Neyse kitaba dönecek olursak kuralların kesin ve net olmasının şöyle bir sıkıntısı var ki, kasıtlı, kasıtsız hiç fark etmez ölüm olayında adın geçiyorsa idam edileceksin demektir.

Yelena'da idam edilecek suçlular arasında. Birini öldürmüş. Hem de öyle bilmeyerek falan değil, kasten. Üstelik öldürdüğü kişi Yelena'yı yetimhanesinde alıp, yetiştiren adamın oğlu. Gerçi okudukça az bile yapmış, öldürmek ne demek ben olsam işkence eder süründüre süründüre, ölümün kıyısına getirir, ölmek için yalvartırdım ama ölümü ona hediye etmezdim diyeceksiniz. İdam edilme sırası Yelena'ya geldiğinde ona iki seçenek sunulur. Ya ölecek ya da Komutan Ambrose'un çeşnicisi olacaktır. Çeşnicileri bilirsiniz, zehirlemelere karşı yiyecek ve içecekleri ilk tadan kişilerdir. Eğer yiyecekte zehir varsa önce tadan kişi ölür böylece komutan,sultan,kral vs.vs suikastlardan korunur. Şöyle bir bakınca ikisinin sonu da ölüm gibi dursa da iyi ve doğru bir eğitimle uzun süre hayatta kalmak mümkün. Bu eğitimi verecek kişi ise Komutan Ambrose'un danışmanı, yardımcısı, koruması, dostu, suikastçıların en iyisi, zehir ustası Valek. Yelena'ya çeşnici olmasını teklif eden kişi de o zaten.

İyi, tamam Yelena teklifi kabul ediyor etmesine ama bazı şüpheleri var. Bunlardan biri güven. Yani sonuçta adam öldürmekten idam cezası almış bir mahkum o. Kaçıp gitmeyeceğinden, görevine sadık kalacağından nasıl bu kadar emin olabilirler? Bunun cevabı basit. Hayatta kalması için komutanın yaşaması gerekir yani görevine sadık kalmaz komutanın ölümüne sebebiyet verirse ölür. Kaçmasını engelleyen şeyse Valek'in Yelena'ya içirdiği Kelebek Tozu adlı zehir. Yelena panzehiri almazsa iki gün içinde ölür. Panzehirin formülü sadece Valek'te olduğundan kaçma ihtimali yok. Bir diğer şüphesi ise başarılı olup olamayacağı hakkında. İlerleyen zamanlarda bu şüphesinden de kurtuluyor çünkü konu zehirler olduğunda Valek'ten iyisi yok.

Yelena'nın saray hayatına alışma çabalarını okuyoruz bir süre. Valek ile geçirdiği zehir eğitimleri bana Şarap Üretimi okurken yaşadığım zamanları hatırlattı. Yelena, her bir zehiri koklamalı, tatmalı, yiyecekler ve içecekler içinde nasıl etki verdiğini öğrenmeli, Her birinin dilinde, damağında, genzinde bıraktığı hissi zihnine iyice kazımalı. Şarap Üretimi okurken tattığımız bütün şarapların tadının bize ne hissettirdiğini, tadının tam olarak neye benzediğini söylemek zorundaydık. Örnek vermek gerekirse, bunda çilek tadı var deyip geçemezsin. Dağ çileği mi? Normal çilek mi? Olgun çilek mi? Daha yeni çıkmış yeşil çilek mi? Çürük çilek mi? Çilek reçeli mi? Çilek reçeli kokusu mu? Köpüğünün kokusu mu? Köpüğü ise limon sıkıldıktan sonraki hali mi? Öncesi mi? vs.vs. Demem o ki zehir konusunda Valek neyse şarap konusunda Burak hoca aynısıydı. Yelena ile aynı çileyi çektik diyebilirim. Ama bütün bu çileyi çekmeden başarılı olmak gerçekten çok zor.

Yelena kendini sevdiren bir karakter. Saray içerisinde kısa zamanda güzel dostluklar ediniyor. Tabi şöyle bir şey var, bütün o entrika oyunları içinde kime güvenip kime güvenemeyeceğini kestirmek oldukça zor. Yelena'nın zehirler konusundaki bilgisi ve pratiği her geçen gün biraz daha güçlenirken yavaş yavaş Valek'in, Ambrose'un ve Yelena'nın geçmişleri hakkında bilgiler öğreniyoruz. Valek ile Yelena'nın yakınlaşmalarına şahit olup, güveni, sadakati ve sevgiyi  sorgulamaya başlıyoruz.

Yelena idamdan kurtulmuş olabilir, çeşnicilik görevini layıkıyla yerine getirip her öğünde Azrail'e çelme takabilir ama onun için hayatta kalmak yine de kolay değil. Öldürdüğü adamın babası toplumda sözü geçen, Ixia yönetiminde yetkisi bulunan biri ve en büyük arzusu Yelena'nın ölmesi. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, devrim sırasında kaçıp komşu ülke Sitia'ya sığınan büyücülerden biri Yelena'nın tehlikeli olduğunu ve öldürülmesi gerektiğini düşünüyor. Tamam hadi diyelim kendi becerisiyle zehirlerden korundu peki ya diğerlerinden nasıl korunacak? Onu hem ölüme mahkum etmiş hemde ondan kaçmayı öğreten Valek'e karşı duygularını nasıl dizginleyecek? Nerede olursa olsun peşinden gelen geçmişini nasıl ardında bırakacak? Bütün bunların cevabını ve çok daha fazlasını öğrenmek için yapmanız gereken tek şey kitabın kapağını kaldırmak ve kendinizi maceranın içine bırakmak.

Entrikalarıyla, suikastçılarıyla, zehirleriyle, büyücüleriyle muhteşem bir kitap. Su gibi akıyor derler ya, işte öyle. Sadece Yelena, Valek ve Ambrose değil bütün karakterleri ayrı ayrı güzel. Her birinin ilerleyen kitaplarda büyük roller üstleneceğine eminim. Henüz seriye başlamamış olanlar, bakın üçüncü kitap Ateş Ustası'da çıktı. Araya başka kitaplar sıkıştırmadan peş peşe okuma imkanınız da var. Benim tavsiyem bu seri için kendinizi bekletmeyin. Pişman olmayacaksınız.