Kategori: Roman, Gizem, Gerilim
Yazar: John Underwood (Çeviren: Çağla Dirice)
Üretici: Arkadya Yayınları
Liste Fiyatı: t 20,00
Sayfa Sayısı: 600
Onlar Gelmiş Geçmiş En İyi Bilinen Bilinmeyenlerdir...
Şeytan ve Şair
"Kadim dost, İsa aşkına,
Dağıtma bu mezarın tozunu.
Bu mezar taşını koruyanı Tanrı korusun,
Ve kemiklerimi yerinden oynatana lanet olsun."
Bu dörtlük, masum bir mezar kitabesinden çok daha fazlasını anlatıyor olabilir mi? İnsanlığın en önemli isimlerinden biri olan eşsiz şair ve oyun yazarı Shakespeare, gerçekten bir dâhi mi, yoksa bir sahtekâr mıydı?
Geçmişten günümüze kadar süren, dört yüzyıllık bir sırrın peşine düşen ünlü Profesör Desmond Lewis, California'da vereceği bir konferansla tüm dünyayı yerinden oynatacak gerçeği açıklamak üzeredir. Yola çıkmadan önce eski dostu, gazeteci Jake Fleming'le iletişime geçer. Yayımlanacak olan kitabı ile ilgili fikrini almak istiyor ve yalnızca ona güvenebileceğini söylüyordur. Ancak profesör California'ya varmadan kitabıyla birlikte esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolur. Ondan geriye kalanlar, Golden Gate Köprüsü'ne terk edilmiş kiralık bir limuzin, içi kıyafet dolu bir bavul ve üzerinde adının bulunduğu belgelerden ibarettir. Polisler durumu tek bir kelimeyle açıklamaktadır: İntihar...
Dostunun intihar etmiş olabileceğine inanmayan Jake ise profesörün başına gerçekte ne geldiğini ve kayıp kitabın neyle alakalı olduğunu bulmaya kararlıdır. Ancak bu sandığı kadar kolay olmayacaktır. Anlamsız şifrelerden oluşan bir listeyle çıktığı bu yolculuğun, kendi hayatıyla birlikte sevdiklerininkini de tehlikeye attığını fark ettiğinde, çoktan 'kaplanın yuvası'na girmiş olacaktır.
John Underwood'un usta kaleminden çıkan Şeytan ve Şair, gerçek belgelere dayandırılmış, ezber bozan bir roman.
Şeytan ve Şair keyifle okundu ve bitti. Evet farkındayım benimle birlikte sürünen kitaplardan biri oldu ama inanın onun hiçbir suçu yok. Taşınma tarihi yaklaştıkça hem benim hem de evin morali dibe vuruyor. Kitap okumaktansa arkadaşlarıma zaman ayırıp, denizin ve sahilin tadını çıkarmak daha çok işime geldi yalan değil. Ancak güzel bir kitabı bu kadar süründürmekte acımasızlık. Bu yüzden dün sabah kalktım, önce güzel bir kahvaltı yaptım sonra aldım kitabımı yanıma, çekildim köşeme ve bir oturuşta yarısından fazlasını okuyarak bitirdim.
Şeytan ve Şair oldukça iddialı bir kitap. Bu tarzı sevenler, kitabı biraz incelediklerinde muhakkak okumak isteyeceklerdir. Yazarın seçtiği konu çok tehlikeli. Shakespeare hakkında yazmak öyle kolay bir şey değil. Hele ki itham ettiğin şey sahtekarlıksa. Eğer elinde, okuyucuyu tatmin edebilecek kanıtlar yoksa insanların sevgisini değil, nefret ve ön yargısını kazanırsın. Sonuçta karşındaki kişi SHAKESPEARE.
Shakespeare, bizde hiçbir zaman yurt dışında olduğu kadar devleştirilmedi. Tabi ki çok sevildi, bir çok insan için ilham kaynağı, rol modeli oldu. En basitinden sokağa çıkıp şöyle bir soruştursan eserlerini yada en azından karakterlerinden birini bilmeyen yoktur ama biz onu hiçbir zaman tanrılaştırmadık. Hem bu yüzden hem de şüpheci biri olduğumdan Şeytan ve Şair'in irdelediği konuları daha sakin kafayla ve evet olabilir düşüncesiyle okudum. Benim bu konu hakkındaki fikrim Shakespeare gibi bir adamın o eserleri yazma ihtimalinin olmadığı yönünde. Size bu kitabı okuyun hayatınız değişecek demiyorum ama bakış açınızın değişeceği kesin.
Kitabın ilerleyişiyle ilgili çok derinlere yada olayların gidişatına girmek istemiyorum çünkü bu tarz kitaplarda verilebilecek en küçük bir ip ucu bile alacağınız keyfi düşürebilir. Her şey, sansasyonel yazar Desmond Lewis'in yayınlamaya hazırlandığı yeni kitabıyla birlikte bir anda ortadan kaybolmasıyla başlıyor. Arkadaşının bu şekilde sırra kadem basmasının altında farklı bir olay olduğunu düşünen ana karakterimiz olan gazeteci Jake, Desmond'un başına gerçekte ne geldiğini, açıklamak üzere olduğu o büyük sırrın ne olduğunu bulmak için kolları sıvıyor. Kolları sıvıyor sıvamasına ama bu kolay bir iş değil. Desmond, şüpheci bir insan ve açığa çıkardığı bilgilerin sansasyon çıkaracağının bilincinde bu yüzden kitabıyla ilgili ser vermiş sır vermemiş. Danışabileceği yada fikrini alabileceği kimse yok. Jake'e yol gösteren tek şey Desmond'ın not defterine karaladığı kısaltmalardan oluşan bir liste.
İlk yüz sayfa sizi biraz sıkabilir. Eğer kitabın arkasında Shakespeare'den bahsetmemiş olsa yada şöyle diyeyim kitabın orijinal ismi The Shakespeare Chronicles yani daha en başta kitaba dair büyük bir kopya verilmiş bu yüzden Jake'in, Desmond'un üzerine çalıştığı gizemli kişiyi araştırdığı bölümler eh yani sıkıyor. Jake'in kızı Melissa'nın olaylara dahil olmasıyla, kitaba bir hareketlilik geliyor. Sunir Balsavar'in ortaya çıkmasıyla birlikte kendinizi roller coaster'ın zirvesinden düşüyormuş gibi hissediyorsunuz. Desmond'un listesi yavaş yavaş deşifre olurken, tarihe gömülmüş sırlar da gün yüzüne çıkmaya başlıyor. Bilgiler gün yüzüne çıktıkça karakterlerimizin hayatları da tehlikeye giriyor. Bu sırların ortaya çıkmasını istemeyen tehlikeli insanlar var. Nihayetinde bir yandan sorulara cevap ararken bir yandan da kendimizi büyük bir koşuşturmacanın içinde buluyoruz.
Kitabın beni en çok etkileyen yanı, ortaya çıkarılan sırlar oldu. Evet biliyorum Şair ve Şeytan kurgu bir kitap ama içinde adı geçen kitaplar, o kitapların yazarları ve danışılan bilgiler gerçek. Shakespeare'ın hayatına ve kişiliğine dair bilgiler ortaya çıktıkça, o muhteşem eserlerin böyle sığ bir adamdan çıkabileceğine olan inancım yok oldu diyebilirim. Ama sonuçta bu eserleri biri yazmış öyle değil mi? Kim bu gizemli adam? Neden kendi adını kullanamamış? Bu soruların cevabını okuyup göreceksiniz.
Konu gerçekten ilgi çekici, olayların işlenişi çok güzel, kitabın dili ve çevirisi akıcı. Baştan sona heyecanla okuyorsunuz. E o kadar sevdin neden tam puan vermedin derseniz. Dediğim gibi okurken bir sorunla karşılaşmıyorsunuz ama yazar anlatmak istediği şeye odaklandığından hikayenin bazı kısımlarını ihmal etmiş. Kimi yerler gereksizce uzundu, zaten başından beri göz önünde olan, okuyucunun tahmin ettiği cevaplar uzun zaman sonra ortaya çıktı ama en önemli sebep kitabın tatmin etmeyen sonu oldu. Allah'tan serinin ilk kitabı. Yani eğer devam etmeyecek olsaydı hayal kırıklığına uğrardım. Devam kitabını merakla bekliyorum.
Son olarak incelemem için kitabın bir kopyasını bana yollayan Arkadya Yayınları'na çok teşekkür ederim. Kitabın kapak tasarımından tutun, sayfa düzenine ve çevirisine kadar büyük bir emek var. Ellerinize sağlık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder