Distopya ve Post Apokaliptik türü gençler arasında yaygınlaştıkça birbirinden güzel seriler de gün yüzüne çıkmaya başladı. E iyide oldu bence bu sayede sevdiğim türde kitapların önü açılıyor. Evet doğaüstü karakterlere hala bayılıyorum orası ayrı ama distopik evrenler, kıyamet senaryoları, büyük felaketlerin sonrasında kurulan yeni dünyalar vazgeçilmezlerim arasındalar.
Philip Reeve, Türk okurunun yabancısı olduğu biri değil. Yazar, Tudem Yayınları'ndan çıkan Şafak Feneri serisi ile bir çoğumuzun kitaplığında kendine yer edinmiş durumda. Hatta aslına bakarsanız Yürüyen Kentler serisinin ilk iki kitabı da 2008 yılında Günışığı Kitaplığı tarafından yayınlanmış ancak devamı gelmemiş.
Ancak dediğim gibi distopya ve post apokaliptik türünün yaygınlaşması bu tarz kitapların geri dönmesini sağladı. İşte bu yüzden Yürüyen Kentler serisi bundan sonra On8 Kitap'la birlikte ilerlemeye devam ediyor. İlk iki kitap raflarda yerini aldı bile. 3. kitap Haziran'da 4. kitap ise Temmuz'da okuyucuyla buluşacak. Kitapların arasını açmadığı için ayrıca teşekkürler On8. Şunu söylemeliyim ki serinin yenilenmiş kapaklarına bayıldım. Biliyorsunuz normalde orijinal kapak kullanılması taraftarıyımdır ancak bu kapaklar bir harika olmuş *-*
Kitabın konusu da oldukça farklı. Dünya artık çok farklı bir yer. 60 Dakika Savaşları’ndan sonra insanlar, yürüyen, hareket eden ve birbirini avlayan kentlerin üzerinde yaşamaya başlamışlar. Büyük olanın küçük olan kenti yok ettiği sıra dışı bir atmosfer. Dünya değişse bile insanoğlunun değişmesi mümkün değil. Yani bu hikayede, var olan her şeyi ele geçirmeye çabalayan kişiler olduğu gibi, özgürlüğü için savaşanlarda var. E tabi aşkta var. O olmazsa olmaz zaten ^-^ Kendinizi sıra dışı bir maceraya ve insanlığı sorgulamaya hazırlayın. Keyifli okumalar.
Kategori: Roman, Distopya, Post Apokaliptik, Steampunk
Yazar: Philip Reeve (Çeviren: Müren Beykan + Fulya Yavuz)
Üretici: ON8 Kitap
Liste Fiyatı: t 18,00
Sayfa Sayısı: 352
Uzak gelecekte, 60 Dakika Savaşları'nın sonrasında bildiğimiz dünyadan eser kalmamıştı. Tekerlekler üstünde "yürüyen" Londra kenti, eski Kuzey Denizi'nin kurumuş yatağı boyunca, küçük kentleri kovalıyordu. Tarihçiler Loncası'nda Üçüncü Sınıf Çırak Tom, kızına âşık olduğu baştarihçinin canını kurtarmaya çabalarken, kendini suikastçı Hester'la birlikte, mahvedilmiş bir dünyada, acımasız bir düzende var olma savaşının içinde buldu...
2002 Gold Nestle Smarties Ödülü
2003 Blue Peter Yılın Kitabı Ödülü
"Tom, yarı baygın Hester'ı kolundan kavradı. Tezgezerli adamlardan biri, kaçmalarını engellemek için hamle yapmıştı ki, kırmızı paltolu kadın adamın önüne dikildi: "Onlar benim yolcularım. Fiyatta anlaşmaya çalışıyordum!"
"Onlar bizim kölelerimiz!" diye haykırdı Wreyland, kadını itekleyerek. "Tom Nitsworthy ve arkadaşı. Onları Dış Topraklar'da buldum. Kural kuraldır. Mal bulanındır..."
İhanet Altını (The Hungry City Chronicles #2)
Kategori: Roman, Distopya, Post Apokaliptik, Steampunk
Yazar: Philip Reeve (Çeviren: Müren Beykan + Fulya Yavuz)
Üretici: ON8 Kitap
Liste Fiyatı: t 18,00
Sayfa Sayısı: 368
Dev kent Anchorage, devasa demir paletleri üstünde Buz Diyarı boyunca Ölü Kıta'ya doğru sessizce ilerliyordu. Kurşunlarla delik deşik bir halde, başıboş sürüklenen bir havagemisinin umutsuz iki pilotu Tom ve Hester için bir sığınak olabilir miydi? Sokaklarında hayaletlerin ve deliliğin kol gezdiği bu tuhaf kent,tehlike ve karışıklıklarla dolu bir ateş fırtınasına doğru sürüklenmekteydi...
2005 Amerikan Kütüphaneler Birliği (ALA)
En İyi Kitap Ödülü
"Hester elini boynuna götürmeye çabaladı; ama ilaç etkisini çok çabuk gösteriyordu, kol ve bacakları artık itaat etmez olmuştu. Bağırmaya uğraştıysa da, baykuş ötüşü gibi bir ses çıkarabildi yalnızca. İleriye doğru bir adım attı, düştü; yüzü, adamın çizmelerinin dört beş santim yakınına geldi. Adamın, "Çok üzgünüm," dediğini duydu; sesi titrek ve uzaktı."
Her iki kitabın incelemesini de Haziran ayı içinde SaklamaKabı'nda bulabilirsiniz *-* Gitmeden önce beğendiğim bir videoyu sizlerle paylaşmak istedim. Imagine Dragons - Radioactive'i dinlemeyen kalmamıştır sanırım. Şarkı zaten güzel ama Pentatonix ve Lindsey Stirling coverı daha bir güzel olmuş bence. Yarattığı o post apokaliptik atmosferi görebilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder