Dünyanın Gölgesi (Godspeed #3)
Kategori: Distopya, Bilim-Kurgu, Genç-Yetişkin, Aşk
Yazar: Beth Revis
Üretici: Olimpos Yayınları
Liste Fiyatı: t 20,00
Sayfa Sayısı: 464
Amy ve Çırak, sonunda uzay gemisi Godspeed'in kasvetli duvarlarından kurtuldular. Centauri-Dünya'da yeni bir yuva inşa etmeye ve taze bir başlangıç yapmaya hazırdılar. Bu gezegene ulaşmak için Amy, evrenin ötesinden 25 trilyon mil yol kat etmişti.
Fakat bu yeni Dünya, Amy'nin umut ettiği gibi bir cennet değildi. Devasa pterodaktil benzeri kuşlar, zihin uyuşturucu toksin özelliği taşıyan mor çiçekler ve taş duvarlarında açıklanamayan ve gizemli sırlar taşıyan harabeler vardı. Peki ya en büyük sır neydi? Godspeed'in önceki yolcuları bu gezegende yalnız değillerdi. Ve eğer kalmak istiyorlarsa, savaşmak zorundaydılar.
Hayatta kalma mücadelesi veren koloniyi kurtarmak ve birlikte bir gelecek inşa etmek için bir umut peşinde olan Amy ve Çırak, bunun için kimin -veya neyin- orada olduğunu bulmalıydılar. Bu yürek parçalayıcı yolculukta kendi içlerine bakmalıydılar. Kendilerini insan yapan şeyin ne olduğunu bulmalıydılar. Ya koloni yok olsaydı? Yoksa uğruna feda ettikleri her şey -dostları, aileleri, Dünya'daki yaşam- bir hiç uğruna feda edilmiş olacaktı.
Bir Konuşan Kitaplar Blog Turu'ndan daha herkese merhaba *-* Nasılsınız arkadaşlar? Keyifler nasıl? Ben fena değilim. Bloga biraz daha zaman ayırabilirsem çok daha da iyi olacağım. Yazmaya yazmaya iyice körelmişim T_T Neyse neyse gelelim bu turdaki konuğumuza. Dünyanın Gölgesi'yle birlikte Godspeed'e veda ediyoruz millet. İçim bir buruk buruk.
Niye bilmiyorum ama Godspeed bizde öyle çok fazla tutulan serilerden biri olmadı. Zamanlaması mı yanlıştı? Reklamı mı yapılmadı artık orasını bilemeyeceğim ama hak ettiği değeri bir türlü göremedi. Halbuki gerek konusu, gerek işlenişi bakımından olsun çoğu kitabı çok rahat bir şekilde geride bırakabilecek bir seri. Yani seriydi. Bitti T_T Turu olmasa son kitabı bir süre daha okumazdım. Sevdiği serileri bitirmek istemeyen biriyim ben. Mekanik Prenses'i de hala okumadım mesela.
Kitap henüz bizde çıkmadan okumuş, etkisinden uzun bir süre sıyrılamamıştım. Hala da sıyrıldığım söylenemez. Yazar güzel bir final yaptı ama şimdi bir bakınca eksik kalan bir şeyler var sanki. Mesela Godspeed'de kalmayı tercih eden insanlar orada neler yaşadı? Ya da ne bileyim bundan sonra neler olacak? Çünkü tam bir son değildi. Bana bıraksan bundan harika bir ikinci jenerasyon serisi çıkarırım. Keşke öyle bir şey olsa *-*
Neyse neyse gelelim Dünyanın Gölgesi'ne. İkinci kitabı okuyan herkes gibi benim de Centauri-Dünya ve dondurulmuşlar hakkında oldukça büyük şüphelerim vardı. Orion'un bize gösterdiklerinden sonra insanın şüphe içinde olmaması zaten imkansız. Ya dedikleri doğruysa? Ya dondurulmuşlar gemidekileri köle olarak kullanacaklarsa? Peki Centauri-Dünya gerçekten yaşanılabilir bir yer mi? Bahsettiği canavarlar gerçekten var mı? Finansal Kaynak Borsası onca zamandır Godspeed'e neden yardım etmedi? Kafamda bir dünya soru işareti kalmıştı. Sorularıma cevap aldım mı? Evet. Mutlu muyum? Evet. Peki rahatladım mı? Hayır. Çünkü dediğim gibi geride bir sürü soru işareti bırakarak bitti. Artık konuya girmek istiyorum ama nereden başlayacağımı bilemiyorum. Dünyanın Gölgesi kilit bir kitap ve söyleyeceğim her şey spoiler olma niteliği taşıyor. %100 spoilersiz bir yazı demiyorum ama spoiler'ı elimden geldiğince minimumda tutcağım.
Şimdiii. Amy, Çırak ve gerisindeki tüm tayfa zorlu bir şekilde de olsa Centauri-Dünya'ya iniş gerçekleştiriyorlar. Dondurulmuşlar çözülüyor ve daha dakika bir gol bir ortalık karışmaya başlıyor. Dondurulmuşların tepkilerini bir nebze anlayabiliyorum. Adamlar yüzlerce yıldır uyuyor. Uyandıklarında hazırlandıkları için göreve başlayacaklarını sanıyorlar ama karşılarına bambaşka bir olay çıkıyor. E haliyle sinirliler. Godspeed'den olanlar zaten evini yurdunu terk etmiş insanlar. Karşılarında daha önce hiç görmedikleri gökyüzü ve daha bir çok şey var. Bir de bunun üstüne Dondurulmuşlarla karşı karşıya gelmek -ki bu insanların Amy'e bile tam anlamıyla alışamamış olduklarını hesaba katarsak- adamları tedirgin ediyor. Yani anlayacağınız iki taraf arasında büyük bir gerginlik var. Bu yetmezmiş gibi Dondurulmuşların bir anda olaya el koyması ve yönetmeye kalkışması işleri hepten zora sokuyor. Bir bekle bir dur. Tamam sizler bu görev için yetiştirilmişsiniz ama karşınızdakiler de insan. Siz uyurken neler yaşanmış bir sor öğren ondan sonra askeri kimliğini ortaya çıkar. Hayır. Üstelik çok geçmeden göreceksiniz adamlar Güneş-Dünya'dan getirilen malzemeleri sadece kendileri için kullanıyorlar. Godspeed'den gelenlerse öylece ortada kalmış bir haldeler. Ortada bariz bir bizler ve onlar durumu var.
Bunlar tabi kitabın çok çok başlarında yaşanan şeyler. Sonrasında gelişen olaylar iki grubu birlikte çalışmaya zorluyor ve böylece insanlar yavaş yavaş birbirlerine alışmaya başlıyorlar. Centauri-Dünya sanılanın aksine yaşam şartları kolay olan bir yer değil. Yeryüzüne indikleri ilk andan itibaren insanlara musallat olmuş Pterodaktil benzeri kuşlar var ve evet bunlar insan yiyorlar. İnsanlar en başta mekiğin güvenliğine sığınmış olsalar da yaşanan bir talihsizlik sonucu orayı terk edip yeni bir yaşam alanı bulmak zorunda kalıyorlar. Buluyorlar da. Üstelik buldukları o yer bariz bir şekilde insan elinden çıkmış gibi duruyor. Ama etrafta hiç insan yok.
Bir yerden sonra kafalar karışmaya başlıyor tabi. Demek ki Centauri-Dünya da yalnız değiller. Orion'un teorilerini tekrar gözden geçirmeye başlıyoruz. Dondurulmuşların hal ve hareketlerindeki farklılıklar bizi daha da süphelenmeye itiyor. Kaybolan ve ölü bulunan insanlar, Centauri-Dünya halkı ve Godspeed'deki sahte salgının arkasındaki gerçekler yavaşa yavaş ortaya çıkarken heyecan dozu da git gide artmaya başlıyor. Bir yerden sonra nefes almayı bile unutuyorsunuz.
Amy ve Çırak arasındaki ilişkiye de değinmek istiyorum biraz. Biliyorsunuz ikili Godpeed'de birbirlerine iyice yakınlaşmışlardı. Centauri-Dünya'da ise durumlar biraz karışık. Hafif bir aşk üçgeni görebilirsiniz. Bir de Amy'nin babası var tabi. Godspeed'de yaşanan ölümlerden sonra Dondurulmuşların başına Amy'nin babası geçmiş durumda. Ne yalan söyleyeyim adamı çok fazla sevemedim. Kötü biri değil ama hayata olan bakışı çok düz. Görev bilinci yüksek bir adam ve görevi uğruna her şeyi yapmaya hazır. Amy ve Çırağın ilişkisinden tut Dondurulmuşların ve Godspeed halkının bundan sonra yapacakları her şeye karışıyor. Ama her şeye. Herkesin ona karşı açık olmasını istiyor ama onun kendi insanlarından bile sakladığı sırları var.
Dünyanın Gölgesi'ni serinin diğer kitaplarından daha çok sevdim. Aksiyon ve heyecan bir an olsun bile düşmüyor. Özellikle son elli sayfa artık nefes almayı bile unutuyorsunuz. Yaşananlar karşısında şaşırıyorsunuz, kayıplar verip üzülüyorsunuz, eski dostları görüp seviniyorsunuz, mutlu oluyorsunuz, gerçekler ortaya çıktıkça kandırılmış hissediyorsunuz, tam artık her şey düzene girdi derken allak bullak oluyorsunuz. Güzel bir kitaptı, güzel bir finaldi ama dediğim gibi geride sorular bırakarak bitti. Umarım Beth bu Centauri-Dünya'yı bu kadar erken terk etmez.
Katkılarından dolayı Olimpos Yayınları'na çok teşekkürler
a Rafflecopter giveaway
güzel bir yorum ellerinize sağlık
YanıtlaSil