14 Temmuz 2013 Pazar

W. Bruce Cameron - A Dog's Purpose/Can Dostum İncelemesi



Can Dostum (A Dog's Purpose #1)
Okuoku | İlknokta | Goodreads
Kategori: Roman, Dostluk, İlişkiler, Hayvanlar
Yazar: W. Bruce Cameron (Çeviren: Seda Çıngay)
Üretici: Yabancı Yayınları
Liste Fiyatı: t 19,00
Sayfa Sayısı: 376
New York Times Bestseller listesinde tam 52 hafta kaldı.

Köpekler hakkında bir roman, insan hayatının en derin meselesi olan “Neden buradayız?” sorusuna cevap verebilir mi?

Can Dostum, bir köpeğin birkaç farklı yaşam boyunca varlığının amacının peşinde koşmasının hikâyesi… 2006’da Ulusal Köşe Yazarları Derneği’nden En İyi Mizah dalında ödül alan ve 2011’de YILIN KÖŞE YAZARI seçilen W. Bruce Cameron’ın bu iç açıcı ve komik romanı, bir köpeğin pek çok hayatının duygusal ve eğlenceli hikâyesi olmakla kalmıyor, aynı zamanda insan ilişkilerine ve insanla en iyi dostu arasındaki kopmaz bağa köpeğin bakış açısından bir yorum getiriyor.

Muhteşem bir kitap. Hem güldüm hem gözyaşlarına boğuldum…

Alice Walker, Pulitzer ödüllü yazar

Hayatında bir köpeği sevmiş olan herkes, bu bilgelik dolu, dokunaklı ve çok eğlenceli kitabı okumalı.

Dr. Marty Becker, Good Morning America

Elimden bırakamadım. Bitirdiğimde, kısa süre önce ölmüş olan köpeğimin bu kitap aracılığıyla benimle konuştuğu hissine kapıldım.

Dina Zaphiris, Animal Planet

Bir köpeğin komik, büyüleyici ve kesinlikle inandırıcı birkaç hayatının hikâyesi olan bu kitap, reenkarnasyonun olduğuna ve yazar W. Bruce Cameron’ın bundan önceki hayatında bir köpek olduğuna ikna etti beni. Başka türlü, dört patili bakış açısından hayatı, sevgiyi ve sadakati bu kadar dokunaklı bir biçimde nasıl anlatabilirdi ki?

Victoria Moran
Can Dostum okundu ve bitti. Bir hayvan sever olarak, küçük dostlarımızın konu edildiği kitapları okumayı çok seviyorum. Bu tarzda beni gerçekten duygulandıran hatta salya sümük ağlatan kitaplar dahi var ama ne yazık ki Can Dostum onlardan biri değil. Kitaba başlamadan önce beklentilerim oldukça yüksekti. E yani sonuçta, anlatıcısı köpek olan bir hikaye var karşımızda. Bu durum, ben de dahil olmak üzere çoğu okuyucu için ilk. Büyük bir heyecan ve hevesle başladım ama bu sefer olmadı.

Kabul ediyorum ki kitap çok güzel başladı. Köpeğimizin doğumu, anne ve kardeşleriyle olan ilişkisi, annelerinin onlara verdiği eğitim, hayatta kalma dersleri, büyümeleriyle birlikte değişen ilişkiler, diğer köpeklerle kurdukları dostluklar, köpek topluluğu içindeki hiyerarşi sistemi vs. birinci ağızdan en ince ayrıntısına kadar anlatılmıştı. Köpeğimizin gözünden aktarılan dünyamızı ve insanlar hakkındaki düşüncelerini; karşımıza çıktığı bütün o yeni hayatlarda, farklı bedenler ve farklı sahipler yanında görüp geçirdiklerini, "Neden buradayım?" sorusuna aradığı yanıtı bulma çabalarını okumak çok keyifliydi. 

Fakat daha sonra olaylar sıradanlaşmaya ve çekiciliğini kaybetmeye başladı. Evet tamam köpeğimiz, her yeni yaşamla birlikte kendini biraz daha geliştirip, sorusunun cevabına bir adım daha yaklaşmaya başladı; sahiplerinin yaşamlarını düzene sokup, onlarında hayatlarını da değiştirdi falan ama kitabın tek farklı yanı köpeğin ağzından anlatılmasıydı. Daha önce ne köpekler, ne kediler, ne hayvanlar gördüm/okudum/izledim. E yani çok daha iyilerini bildiğim için de bir yerden sonra sıkılmaya başladım. Ancak kitaba dair bütün olumlu düşüncelerimi yok eden şey, Bruce'un samimiyetini kaybetmesi oldu.

Hayvan severlere yönelik bir kitap yazıyorsan, o insanların düşüncelerine saygı duymak zorundasın. Zorundasın abi. O kadar! Şimdi kalkıp burada hayvan sever kimdir? kime denir? diye bir açıklama yazmayacağım siz zaten biliyorsunuz neyin ne olduğunu. Hayvan sever birinin, ben sadece köpekleri seviyorum, kedilerden nefret ediyorum diye düşünebileceğine inanmıyorum. Evinde bakmak istemeyebilirsin eyvallah onu anlarım. Ancak öyle düşmanlık beslemek! Aşağılamaya kalkışmak! İşte orada duracaksın bebeğim.


Yukarıdakileri ve çok daha fazlasını okuduktan sonra Bruce'a olan bakış açım tamamen değişti. Köpekler ve kedilerin iyi anlaşamadığı bilinen bir gerçek olsa bile bu şekilde düşündüklerini hiç sanmıyorum. Yazılanlar hoş olmadığı gibi, kedi seven ve besleyen insanlara büyük saygısızlık. Hele ki o en son fotoğrafta yazan şey. Kitapta dikkatimi çeken bir diğer şeyse, uyutulma yani öldürülme kararının çok doğal ve çok kolay bir şekilde verilmesiydi. Yıllarca birlikte yaşadığın bir canı, peki tamam hadi uyutalım diye şaaaak diye öldürmek acımasızlık. Hani tamam birinde çok hastaydı, tedavi edilemiyordu ve acı çekmesini istemediğin için uyuttun ama bir diğer hayatında artık çok yaşlandı, kendi ihtiyaçlarını bile gideremiyor, bence zamanı geldi diye öldürtmek nedir yahu? Sana dostluğunu sunmuş, seni sevmekten bir an bile vazgeçmemiş o canı sırf yaşlandı diye öldüremezsin. Affedersin ama kimsin sen?  Kaçmak değil mi bu yaptığın? Sana en muhtaç olduğu zamanda nasıl vazgeçersin?

Dediğim gibi, ne zaman yazara olan samimiyetimi kaybettim işte o andan sonra kitaba bakış şeklim de değişti. Seriye devam edeceğimi sanmıyorum. Ki bu, benim gibi serileri yarım bırakamayan biri için çok büyük bir karar. Benim için W. Bruce Cameron sayfası tamamen kapanmıştır. İncelemem için kitabın bir kopyasını gönderen Yabancı Yayınları'na teşekkür ederim. Yayınevinin harcadığı takdir edilesi çaba, kapak görseli, harika ayracı, sayfa düzeni ve akıcı çevirisi olmasaydı bu kitap iki puanı bile zor alırdı ya. Hadi neyse.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...