Kategori: Roman, Fantastik, Büyü, Genç-Yetişkin
Yazar: Jessica Spotswood (Çeviren: Hazal İnaltekin)
Üretici: Aspendos Yayınları
Liste Fiyatı: t 20,00
Sayfa Sayısı: 396
Rahipler Cemiyeti, cadılara hiç olmadığı kadar eziyet ederken, ikiye bölünmüş Rahibeler Cemiyeti ise Catein kehanet edilmiş güçlerine bir an önce kavuşmasına ihtiyaç duymaktadır. Catein arkadaşı Sachi büyü yapmaktan dolayı tutuklandığında, savaşa susamış rahibelerden biri ona cevapları bulması için yardım teklifi sunar, tabii eğer Cate sevdiği herkesi tehlikeye atmaya gönüllüyse...
Cate bir silah olarak kullanılmak ve aynı zamanda da arkadaşları ile Finni, Rahibeler Cemiyetinin planlarına alet etmek istememektedir. Ama Maura ve Tess Rahibeler Cemiyetine katıldıklarında, Maura cadıları zafere ulaştırabilmek pahasına her şeyi yapabileceğini açıkça kanıtlar. Bu, zarar verecek olan bir fedakârlık olsa bile. Bu, Catei yıkmak anlamına gelse bile. Tüm yollar savaşı işaret etse bile.
Günahkâr Doğanın devamı niteliğinde merakla beklenen Chatham Cadısı Günlükleri, Cate, Maura ve Tessin aşkı bulmaya, ailelerini korumaya çalıştıkları ve New Englandın süregelen tarihindeki tüm engellere karşı büyü güçlerini keşfettikleri bir macera ile devam ediyor.
Herkese merhaba *-* Yine harika bir kitap yorumuyla karşınızdayım. Bir önceki kitabın yorumunu okuyanlar, Lanetli Yıldız için biraz geç kalmadın mı? diyeceklerdir. Haklılar. Ama bu öyle hemen sıcağı sıcağına yorum yapılabilecek bir kitap değil. Yani en azından benim için öyle değil. Çok sinirliyim, çok kızgınım, kafam darmadağın. Hala durup durup son sayfayı açıp "Doğru mu okudum? Böyle mi bitti gerçekten?" diyorum. Hani ilk kitabın sonu için çok fena demiştim ya, işte bu ondan bin beter -,-
Cahill kardeşlerin macerası Lanetli Yıldız'la birlikte kaldığı yerden devam ediyor. Üstelik bu kitap ilki gibi sonradan açılanlardan değil. Daha ilk sayfadan itibaren sizi içine çekip, tutsak etmeyi başarıyor. Bildiğiniz üzere ilk kitabın sonunda Cate, kardeşlerini ve sevdiği adamı Chatham'da bırakıp, New London'a rahibelere katılmak için yola çıkmıştı. İşte Lanetli Yıldız'da bundan sonra yaşanılanları okuyoruz. Meğer bu zamana kadar gördüklerimiz hiç bir şeymiş.
Cate çok mutsuz. Mutsuz olmakta da haklı aslında. Sonuçta buraya kendi rızasıyla, güle oynaya gelmedi. Kardeşlerini ve Finn'i çok özlüyor. Üstelik rahibeler tarafından düşündüğümüz gibi bir benimsenmeyle karşılanmadı. Çünkü biliyorsunuz, kehanette bahsedilen kurtarıcı bir kahin. Tamam bak Cate'in gerçekten güçlü bir cadı, kehanette bahsedilen kızların Cahill kardeşler olduğuna dair bir şüphe yok ama bizim kız şu ana kadar hiçbir öngörü yaşamadı. Dolayısıyla kızlar ve rahibeler cemiyeti, Cate'in doğru kişi olup olmadığı konusunda şüpheye düşmüş durumdalar.
Kitabın başları, Cate'in manastıra, rahibeliğe ve diğer kızlara alışma dönemini anlatıyor. Biz de bu arada, gizemini koruyan rahibelerin hayatını yakından inceleme fırsatı buluyoruz. Vallahi ne yalan söyleyeyim, daha ilk kitapta, hani o Cate'e gelen mektuptan beri, rahibeler arasında fikir ayrılıkları olduğunu tahmin ediyordum. Ama arada bu kadar büyük uçurumlar olduğu düşünmemiştim. Rahibelerin bir kısmı ılımlı olma taraftarıyken, diğer kısmı savaş istiyor. Hangi tarafta yer alacağına karar vermek zor. Özellikle Harwood'da yaşananları okuduktan sonra -evet bu kitapta Harwood'da neler olduğunu da görüyoruz- bu durum daha da zorlaşıyor.
Finn'in, Rory'in, Tess'in ve Maura'nın kitaba dahil olmasıyla birlikte, olaylar biraz daha hareket kazanıyor. Rory meselesine değinmek istemiyorum. Çünkü kitabın en can alıcı yerlerinden biri de o. Okuyun ve görün. Kızların manastıra gelmesiyle birlikte ben de Cate gibi derin bir nefes aldım. Çünkü dışarıda işler gitgide karışmaya başladı. Rahipler zıvanadan çıkmış vaziyetteler. Baskıların şiddeti 10 kat artmış durumda. Kadınlar işsiz bırakılıyor, ülkedeki kitaplar şenlikler eşliğinde yakılıyor, genç kızlar ele avuca gelmez sebeplerle suçlanıp akıl hastanelerine ya da hapishanelere yollanıyor. Halk huzursuz, aç ve isyanın eşiğinde. Hiç kimse güvende değil!
Kızların, Cate'le karşılaşmaları beklediğim gibiydi. Tess, karakter ve yetenekleri bakımından oldukça olgunlaşmış. O kız bize sürprizler yapacak *-* Maura ise aynı nefretlik Maura -,- Elena'nın ihanetinden sonra iyice kötüleşmiş. Cate ile araları bayağı bayağı açık. Cate'in ak dediğine o kara diyor. Bir rekabet, bir kıskançlık var ki görme gitsin. Onun da büyü güçlerinde inanılmaz bir gelişme var. Cate henüz kahinlik güçlerine kavuşmadığı için kendisinin de kahin olabileceğini düşünüyor. Hatta ve hatta etrafında onu destekleyen küçük bir grubu bile var. Kahin'in hangisi olduğu size söyleyemem ama bu kitapta kimin kim olduğunu öğreneceksiniz. Finn ile Cate'in karşılaştıkları sahne ise kesinlikle beklediğinize değecek.
Lanetli Yıldız; bol heyecanlı, bol aksiyonlu ve sürprizlerle dolu bir kitap. Entrikaysa entrika, ihanetse ihanet, dostluksa dostluk, fedakarlıksa fedakarlık, aşksa aşk. Hepsi bu kitabın içinde. Genelde ikinci kitap ilk kitabın gölgesinde kalır ama bu onlardan biri değil. Sisters' Fate için gün saymaya başladım bile. Kitap öyle kilit bir yerde bitti ki, en ufak bir şey tüm dengeleri bozabilir. Ve ben neler olabileceğine dair tam bir tahmin yürütemiyorum. Geriye cevaplanması gereken tonla soru işareti kaldı. Nasıl bekleyeceğiz bilmiyorum. Umarım Aspendos üçüncü kitabı bir an evvel bizlerle buluşturur. Seriye veda etmek istemiyorum ama sonunu da çok merak ediyorum. Üçüncü kitap muhteşem olacak eminim ^^
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder