Gece Isırıkları (Chicagoland Vampires #2)
Kategori: Roman, Fantastik, Vampir,
Yazar: Chloe Neill (Çeviren: Zeynep Akdede)
Üretici: Optimum Kitap
Liste Fiyatı: t 18,00
Sayfa Sayısı: 408
Sayfa Sayısı: 408
Buna benzer manşetlerin, Rüzgârlı Şehrin bütün iyi vatandaşlarını, biz kan emici yaratıklara karşı silahlarına sarılmaları konusunda kışkırtacağını düşünebilirsiniz. Fakat bunun aksine bizim, yaklaşık on aydır Hollywood sosyetesine yakışır bir şöhretimiz var- her ne kadar, gerektiğinde eline bıçağı almış, gözü kara bir katil kadar tehlikeli olabilen paparazilerden kaçmaya çalışsak da. Sakın yanlış anlamayın. Şehirdekilerin, zombilerle dip dibe yaşamaya can attıkları söylenemez, ama yine de kalelerimize hücum etmediler... En azından şimdilik.Gece Isırıkları okundu ve bitti. Bu serinin kitaplarını mümkün olduğunca arka arkaya okumaya çalışıyorum. Belki de bu yüzden beklentilerim çok yüksekti ve aradığımı bulamayınca hayal kırıklığına uğradım. Yanlış anlaşılmasın Merit'i çok seviyorum. Anita, Cat, Sookie(Sookie ne alaka oğlum demeyin. O da benim küçük zaafım *-*) ve Merit kol-kola girip şöyle bir salınsa, rüzgarına kapılıp gitmeyecek kişi çok azdır. Gerçi bu dördünü yan yana getirmek de imkansız ama olsun. Hayal ediyoruz burada.
Fakat bu durum Partileri öğrendikleri an değişecek, yani vampirlerin insanları bir koyun sürüsü gibi bir araya toplayıp onların kanını emdikleri şu toplu ziyafetleri. Aslında daha medeni vampirlerin çoğu partilere karşı çıkıyor ama tabii bu durum, üst düzey ailesinin gözüne girmeye çalışan, çaylak bir gazeteci için pek de bir şey ifade etmiyor.
İşte bu yüzden, yüzlerce yıldır hayatta olmasına rağmen yine de harika görünen 'Liderim' Ethan Sullivan benden, yüksek sosyetenin mensubu ailemle yeniden bağlantıya geçip insanlarla vampirler arasında bir arabulucu olmamı istiyor ve tabii, medyanın tabiatımızın en berbat yanlarını öğrenmesine engel olmamı. Fakat biri vampirlerle insanların iyi anlaşmasını istemiyor, uzun zamandır içinde kin besleyen biri...
İlk kitabı gerçekten çok beğendim. Özellikle şu son dönemde vampirlerden uzaklaşmış, Sookie hasretim tavan yapmışken ilaç gibi geldi bana. Bu yüzden ikinci kitap için beklentilerim çok çok fazlaydı. Çünkü Merit, vampir kimliğini kabullenmişti, kendisine yeni bir yol çiziyordu, Chicago vampirlerini, vampir evlerini ve hiyerarşilerini öğrendik, Merit dışındaki karakterlere ısınmaya ve yavaş yavaş çözümlemeye başladık. E durum böyle olunca okuyucu bomba bir devam kitabı beklemesinde ne yapsın. Öyle değil mi ama?
Kitabı henüz okumamış kişilerin, serinin 10. kitabının garantilendiğini yani bu serinin uzun soluklu olduğunu bilmesini isterim. Eğer bu ayrıntıyı göz önüne alırsanız, ilk kitaplardaki durgunluk gözünüze batmayacaktır. Şimdi böyle deyince aklınıza, yavaş ilerleyen, okuyucuyu bayan bir hikaye gelmesin. Aksine Chicago Vampirleri oldukça çabuk okunan ve okuyucuyu yormayan bir kitap ama daha çok, evlerin birbirleriyle olan ilişkileri ve karakterlerin üzerine yoğunlaşmış. Yeni bir nevi karakterleri tanıyoruz hala.
Şimdiii gelelim bu kitapta neler olduğuna. Spoiler verip heyecanınızı azaltmayacağım merak etmeyin. Gece Isırıkları'nda üç bomba gelişme var. Bunlardan biri Merit'in, Cadogan evine taşınması, ikincisi ise Celina'nın serbest bırakılması (bu haberi ilk 10 sayfada öğreneceğiniz için spoiler saymıyorum. Hem zaten önemli olan serbest bırakılması değil bunun arkasındaki olay) üçüncü ve bence en önemli gelişme ise Merit'in, bu zamana kadar kendini dışlamış olduğu sosyeteye geri dönmesi *-*
Kitabın tanıtım yazısından da anlayacağınız üzere bu seferki olay, paparazzilerin cüretkarlaşıp, vampirlerin gizli kalmasını umduğu şeyleri gün yüzüne çıkarmaya çalışması üzerine kurulu. Partilerin ve diğer şeylerin gizli kalması görevini de Merit'imiz üstlenmek zorunda kalıyor. Bunun için sıkı bağlantıları olan ailesine ve yüksek sosyeteye geri dönmek durumunda. Tabi bütün kitapta sadece aileye geri dönüş ve paparazzileri engelleme çabalarını okumuyoruz. Dediğim gibi Celina serbest. Onun ne kadar büyük bir tehlike olduğunu, ileriye yönelik neler planladığını ilk kitapta görmüştük zaten. Yakalanmasında büyük rolü olan Merit'i rahat bırakacağını düşünüyorsanız yanlış düşünüyorsunuz dostlarım. Bütün bunların yanı sıra Merit'in, Cadogan Evi'ne alışma sürecini, yine ilk kitabın sonundan hatırlayacağınız üzere Morgan'la olan yakınlaşmalarını, aldığı eğitimleri, kurduğu arkadaşlıkları ve kendisiyle ilgili çözdüğü bilinmezlikleri de bol bol okuyacaksınız. Merit'in yanı sıra özellikle, Mallory, Catcher, Ethan ve Morgan hakkında da birçok şey öğreniyoruz.
Aslına bakarsan Gece Isırıkları'da ilk kitap kadar güzel ama dediğim gibi benim beklentim çok daha yüksekti. Başlarda heyecanlıydım, ortalara gelene kadar biraz sıkıldım ama sonlara doğru özellikle son 40 sayfa üçüncü kitap için beklentilerimi yine yükseltti. Merit'i zaten seviyorum, Morgan-Merit-Ethan arasındaki bu gerilimli ilişki fena değil (kabul etmek gerek Ethan, bir Eric yada Jean Claude değil, Morgan'da daha aktif olabilir ama gelecek vaat ediyorlar), Mallory ve Catcher için söyleyecek sözüm yok Merit'ten sonra favorim o ikisi. Bakalım, önümüzde uzun soluklu bir seri var ve biz daha çok başındayız. Daha neler neler göreceğiz. Şekil değiştirenleri, perileri, melekleri ve şeytanları unutmadım ilerleyen kitaplarda sahnede onlarda olacak. Umudum ve beklentim yüksek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder