17 Haziran 2013 Pazartesi

Daniel + Dina Nayeri - Another Faust/Bir Başka Faust İncelemesi



Bir Başka Faust (The Marlowe School #1)
Okuoku | İlknoktaIdefix | Goodreads 
Kategori: Roman, Genç-Yetişkin, Paranormal, Fantastik 
Yazar: Daniel & Dina Nayeri (Çeviren: Kenan Şahin)
Üretici: Delidolu
Liste Fiyatı: t 22,00
Sayfa Sayısı: 408
Klasik bir edebiyat eserinden çağdaş bir başyapıt yaratmak…

Daniel ve Dina Nayeri kardeşlerin, yayımlandığı her ülkede büyük yankı uyandıran “Bir Başka” serisi, dünya edebiyatına mal olmuş klasik eserlerin modern çağa uyarlanarak yeniden yorumlanmasından doğan sıra dışı bir edebiyat projesi. Bu projenin ilk meyvesi ise Goethe’nin ölümsüz eseri "Faust"tan esinlenerek kaleme alınmış "Bir Başka Faust".

"Bir Başka Faust", şeytanla bahse giren insanoğlunun zaaflarını, hırslarını, sırlarını ve sınırlarını gözler önüne seren esrarengiz bir kurguyla buluşturuyor okurlarını. 

“Yetenekli” çocukların hayatlarını cehenneme çeviren Marlowe Okulu’na hoş geldiniz! 
Aynı gece, dört ayrı şehirde, dört çocuk ortadan kaybolur. Aradan yıllar geçse de onları ne gören olur ne de onlardan bir haber alan… Ta ki bu seçilmiş çocuklar genç, tuhaf ve bir o kadar güzel bir kadın olan Madam Vileroy ile birlikte New York’taki özel bir partide ortaya çıkana kadar. Madam Vileroy’un “Faust”lar olarak adlandırdığı bu gençlerin insanüstü yetenekleri ve gizemli yaşam öyküleri, yeni kaydoldukları Marlowe Okulu’na, onlardan önce ulaşmayı başarmıştır.

Madam Vileroy tarafından bu gençlere bahşedilen yetenekler, onların Marlowe’da kısa sürede sivrilmelerine sebep olur. Hile yapmak, çalmak, yalan söylemek ve zaman-mekan kavramlarıyla oynamak gibi konularda özel meziyetleri olan bu gençlerin yapamayacakları şey yoktur. Ancak, Madam Vileroy’un sunduğu bu özel güçlerin gittikçe karanlıklaşmaya başlayıp daha karmaşık bir hal almasıyla işlerin rengi değişir. Amaçlarına ulaşmak için şeytanla pazarlığa oturmuş lanetli bedenlerin açığa çıkardığı bazı şok edici sırlar, affedilmesi güç günahlardan bile daha korkutucudur.

İnsanların ruhunu mesken tutan yüzyıllık bir dilemma, yepyeni bir anlatım biçimi ile günümüz dünyasına taşınarak, ürpertici bir okuma deneyimi sunuyor.
Bir Başka Faust, keyifle okundu ve bitti. Bitti bitmesine ama kafamda bir sürü soru işareti kaldı. Bundan sonra iyi ve kötünün amansız savaşını mı okuyacağız? Yoksa farklı karakterlerle mi devam edeceğiz yolumuza? Umuyorum ki iyi ve kötünün savaşını okuruz. Tam her şey olgunlaştı, rayına oturdu derken devam kitaplarında Nicola ve Bicé'yi görmezsem hayal kırıklığına uğrarım.


Şeytanla bahse giren, hırsları ve ihtirasları yüzünden iblisle pazarlığa oturan, ona ruhun satan insanların hikayesi daha önce birçok kişi tarafından yazıldı ve her seferinde çok sevildi. Dediğim gibi bir çok kişi bu konu hakkında yazmış olsa da, türün en bilinen örnekleri Christopher Marlowe'un Dr. Faustus'u ve Goethe'nin, Marlowe'da ilham alarak yarattığı Faust'tur. Sonuçta hangimiz Faust'u bilmiyoruz öyle değil mi? Yani tamam, kitabı okumamış olan kişiler vardır hala ama Faust adını duymayan yada hikayeyi az buçuk bilmeyen yoktur. Hal böyle olunca, klasik eserlerin modernleştirildiği, günümüz dünyasına uyarlandığı şu son dönemde Faut'u es geçmek olmazdı.


Nayeri kardeşlerin günümüze uyarladığı ve her iki büyük Faust eserine de oldukça güzel göndermeleri olan Bir Başka Faust, farklı, heyecanlı, ilgi çekici ve okuyucuyu geren harika bir kitap. Eksik yada yetersiz bulduğum yönleri var tabi, hata belli bir yere kadar verdiğim puan üçtü. Ancak öyle bir manevra yaptı, beni öyle bir ters köşeye yatırdı ki kitabın gözümdeki değeri arttı.


Olaylar, farklı ülkelerde bambaşka hayatlar süren beş çocuğun bir anda ortadan kaybolmasıyla başlıyor. Aslında bu kaybolmalar, kaybolan çocuklar tarafından beklenmedik bir şey değil. Hepsi yada daha doğrusu dördü  Madam Vileroy'a katılmayı kendileri seçiyorlar. Çünkü bu dört çocuğunda uğruna her şeyi yapabilecekleri büyük arzuları var ve Madam Vileroy bu arzuları gerçeğe dönüştürebilir. Victoria, sınıfında, okulunda, günlük hayatta, kısacası girdiği tüm ortamlarda en başarılı olup, alınabilecek bütün ödülleri toplamaya çalışan, rakiplerinden kurtulmak adına her şeyi yapabilecek bir kız. Christian, hayattan elini eteğini çekmiş bir babaya sahip, geçimini ve günlük ihtiyaçlarını karşılamak için hırsızlık yapan, zengin olmak isteyen genç bir çocuk. Valentin, şiirleriyle ünlü olmak, herkes tarafından bilinmek isteyen başarısız bir şair. Belle, ikizi Bicé'nin başarılarından sıkılmış, kardeşinin başarılarının altında kaldığını zanneden, güzelliğe ve gösterişe meraklı, kardeşinden daha güzel olmak, güzelliğiyle onu gölgede bırakmak hatta mümkünse ikizlikten kurtulmak isteyen bir kız. Dördü de bu arzuları uğruna şeytanla pazarlığa oturmaktan, ruhlarını ona teslim etmekten çekinmeyen çocuklar. Bir tek Belle'in ikizi Bicé bu olaylara yanlışlıkla katılıyor. Zaten kitapta gerçekten sevdiğim tek karakter o *-*

Çocukların kaybolmasıyla, New York'a taşınıp Marlowe okuluna kayıt olmaları arasında okuyucuya anlatılmayan beş yıllık bir süre var. İşte bu arada Madam Vileroy, çocukların her birine  arzularını gerçekleştirmeleri için gerekli olan birkaç tane yetenek vermiş. Örneğin Christian, hemen her şeyi ustaca ve kimseye yakalanmadan çalabilir. Çalacağı şeyler sadece maddiyatla da sınırlı değil. Herhangi birinin yeteneklerini, gücünü, yaşam enerjisini vs. çalabilir. Victoria, karşısındaki kişinin beyninden geçenleri okuyup, o bilgileri veya kimsenin bilmediği sırları rakibinden bir adım öne geçmek yada karşısındakine zarar vermek için kullanabilir. Valentin, kendi yazdığı alternatif geleceklere gidip, beğenmezse zamanın akışını değiştirdiği ana geri dönebilir. Belle, nefes kesen güzelliğiyle insanları yönlendirebilir. Bicé'ye verilmiş yeteneklerde var tabi ama onun yetenekleri herhangi bir arzuya ulaşmak için değil. Zaten bu grubun içinde olması da tamamen şanssızlık. Bicé, zihniyle oynanıp ve sahte bir geçmiş hazırlandığı için Madam Vileroy'un kendilerini evlat edindiğini sanıyor. Hatta Belle'le ikisini birlikte aldığı, onları ayırmadığı için kadına minnettar.

Madam Vileroy'da çok iyi biri olduğu için vermiyor tabi bu yetenekleri. Onunda belli başlı planları var. İlerleyen bölümlerde hepsi ortaya çıkacak. Neyse gelelim çocuklara. Karşılarında yeni bir şehir ve yeni bir okul var. Yeteneklerini doğru kullanırlarsa, arzu ettikleri her şeyi gerçekleştirebilirler. Çocuklar kendi çıkarları için etrafa zarar verdikçe, Madam Vileroy'da kendi planlarını rahatça yürütebilir hale geliyor. Ama ellerinde olan inanılmaz güçlere karşın onların hala genç insanlar olduğunu unutmayın. Her birinin farklı farklı zaafları da var. Bulundukları ortama korku, şaşkınlık, yapay mutluluklar ve şüphe gibi duygular saçarken; bir yandan da kendi isteklerini, yaşadıkları olayları ve birbirlerinin yaşantılarını gözden geçirmeye başlıyorlar.

Anlattığım yere kadar yaşanan olaylar eminim sizinde ilginizi çekmiştir. Bunlara karşılık neden bir süre üç puan vermeyi düşündün diye sorabilirsiniz. Karakterler ve konu gerçekten çok sağlam. Madam Vileroy'un çocuklara verdiği yetenekler okuyucunun ilgisini çekiyor. Hatta kabul ediyorum Bicé'nin yeteneği bende de olsun istedim. Ancak Nayeri kardeşler, okuyucunun beklentisini daha en başta öyle yukarılara çekiyor ki beklediğini bulamayan okuyucu sıkılıyor. Bu kadar muazzam bir güç var elinde vurduğu öldür be adam. Başlarda, büyük bir kaos bekledim ama olaylar çok farklı yerlere gitti. Sonra kendime dedim ki "oğlum, konu Faust, sen çok farklı yerlere gittin. Bu kitabın çıkış noktasına bakarsan tamda olması gerektiği gibi gidiyor." İşte bunu fark ettiğim anda gözden kaçırdığım bütün ayrıntılar, yerine oturdu. 

Akıcı ve okuyucuyu yormayan bir hikayeye sahip olmasının yanı sıra, kitabın sevdiğim yanlarından biri de karakterleri birebir tasvir eden kapak görseli oldu. Normalde karakterleri kendim hayal etmeyi severim. Hatta film afişi-kitap kapaklarından oldum olası hoşlanmam ama bu sefer bir farklıydı. Görselde bulunan kişilerle anlatılan karakterler bire bir oturmuş. Madam Vileroy'u oluştururken de öyle çok zorlanmadım. Daha ilk okuduğum andan itibaren gözümün önüne gelen kişi Meryl Streep oldu. Sanırım bunda Miranda Priestly rolünün katkısı büyük. Bölüm başlarında bulunan, Madam Vileroy'un geçmişte yol göstericiliği yaptığı düşünülen karakterlere (Elizabeth, Shakespeare vs.) ait küçük kısımlar da gayet güzeldi. Bir Başka Faust, güzel bir hafta sonu geçirmek için okunabilecek, keyifli kitaplardan biri. Okuyup yorumlamam için kitabın bir kopyasını bana yollayan Delidolu ailesine çok teşekkürler. Umarım ikinci kitap, Bir Başka Pan için çok beklemeyiz. 

4 yorum:

  1. madam vileroy kim onuda acil açıklarmısınız

    YanıtlaSil
  2. 2. yada 3. sü varmı bu kitabın ?? ve bunları alabileceğim bir site varmı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Madan Vileroy'u kim olduğunu soylememem cok daha iyi :D The Marlowe School serisinin ikinci ve üçüncü kitapları var ama birbirinden bağımsız olduklarını düşünüyorum. Online sitelerde ve D&R gibi kitapçılarda bulabilirsin

      Sil
  3. Ya ben aradım aradım ama bulamadım bu kitabın 2. ve 3. sünü. Nerde bulabilirim bi yardım edin D&R ye baktım yok. Eğer bulabilirseniz sitenin linkini atarmısınız. Mümkünse çevirme yapılmış olsun :D

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...