16 Mart 2013 Cumartesi

Jennifer L. Armentrout - Obsidian/Obsidiyen İncelemesi

Obsidiyen (Lux #1)

       Okuoku Goodreads
Kategori: Roman, Fantastik, Genç-Yetişkin
Yazar: Jennifer L. Armentrout (Çeviren: Bilge N. Zileli Alkım
Üretici: DEX
Liste Fiyatı: t 19,00
Sayfa Sayısı: 360
Her şeye yeniden başlamak çok berbat.

Annemle birlikte Batı Virginia'ya taşındığımızda, kendimi sıkıcı işlere adamıştım, ta ki tüyler ürpertici yeşil gözleri ve kaslı vücuduyla yan komşumuz karşımda dikilene kadar. Ama işler tahmin ettiğiniz gibi gitmedi.

O, ağzını açtı.
Daemon hem kabaydı hem de kendini beğenmiş bir pislikti. Birbirimizden hoşlanmamıştık. Tam hikâye burada bitiyordu ki bir kazaya uğradım ve Daemon zamanı dondurarak beni kurtardı.

Yakışıklı uzaylı komşum üzerimde bir iz bırakmıştı. Yanlış okumadınız. O, bir uzaylı. Daemon ve kız kardeşinin yeteneklerini çalmak isteyen düşmanları vardı ve Daemon'ın bıraktığı iz bütün düşmanları başıma toplamıştı. Bu korkunç durumdan canlı kurtulmak içinse tek yapmam gereken üzerimdeki uzaylı izi etkisini yitirene kadar Daemon'ın yanından ayrılmamaktı.
Obsidiyen keyifle  okundu ve bitti. Hakkında o kadar çok inceleme yazıldı ki bana yazacak bir şey kalmadı aslında. Her kitapta olduğu gibi seveni olduğu kadar hoşlanmayanı da oldu. Herkesin kendi görüşü sonuçta ama bana soracak olursanız, Alacakaranlık benzerlikleri gözünüze batmayacaksa,  heyecanı bol fantastik bir macera değilde romantik-komedi okumak istiyorsanız, size keyifli bir haftasonu yaşatacağının güvencesini verebilirim. 

Daemon daha önce tanıştığım uzaylılardan  farklı ama alışmakta sorun yaşamadığım bir karakter. Sevgili Jen sorarım sana neden böyle bir karakter yarattın? Bir yaz aşkı olayımız vardı onu da elimizden aldın. Kızlar göğüs kası diyorlar, adonis diyorlar, baklava diyorlar. Şekerpare kıvamındaki göbeğimle kumsallarda salınırken hiç şansım yok artık. Allahtan öküzlükte sınır tanımıyor da oradan bir şeyler yakalıyoruz işte.
  
Her şey Katy ve annesinin yeni bir sayfa açmak, Katy'nin babasının yasını unutup, hayatlarına devam etmek için Batı Virginia'ya taşınmalarıyla başlıyor. Annesinin yoğun iş temposu yüzünden yıllardır kendi işini kendi yapmaya alışmış olan Katy, gidebileceği en yakın marketin adresini sormak amacıyla yan komşularının kapısını çalar. Kapıyı kaslı göğsüyle Daemon açar ve Katy fara yakalanan tavşan misali apışıp kalır. Sonra Daemon ağzını açar ve Poff ! bütün sihir kaybolur. Çöp ağızlı şey, vücut yapmışsın ama insanlarla nasıl konuşulur öğrenememişsin. İlerde çocuklarının anası olacak kadınla-bunu bilmiyorum şu an içimden geldi- tanışma hikayen bu kadar basit işte. Çocukları çekip karşına "Kids, I'm gonna tell you an incredible story. The story of how i met your mother" diyemeyeceğin kadar fena bir tanışma.

Sıradan komşular gibi dursalarda Daemon ve Dee'de farklı bir şeyler olduğunu hissediyoruz. Bir kere ailelerinden ayrı yaşıyorlar. Para sıkıntısı çekmedikleri ortada ama istediklerini yapmakta özgür değillermiş sanki her hareketleri denetleniyormuş gibi davranıyorlar. Daemon gerçek bir odun, dallı budaklı olanından hemde ama böyle olmasının nedenleri var tabi. Dee ise Daemon'un aksine insan canlısı şekermi şeker bir kız. Neden bilmiyorum ama Katy'e acayip düşkün. Daha yeni tanışmışsın nedir bu sen benim en iyi arkadaşımsın halleri yani. Bir dur, bir tanı. Onun için herşeyi yapabilir. Buna, tanışmalarındaki kabalığı affettirmesi için abisine baskı kurmak ve tehdit etmekte dahil. 

Hem Katy hem de Daemon, Dee'ye hayır diyemedikleri için birlikte zaman geçirmeye başlıyorlar. Başlarda birlikte geçirdikleri zamanı zorunlu oldukları bir görevmiş gibi görselerde zaman geçtikçe birlikte vakit geçirmekten çok hoşlandıklarını anlıyorlar.  Bu zamanlarda bizde Daemon'u daha yakından tanıyoruz. Neden bu kadar kaba? Neden bu kadar gizemli? Dee'ye olan bu aşırı düşkünlüğü nedir? 

Bir yere kadar fantastik hiç bir şey yok. Kafada sorular ve şüpheler var ama o yani. Sonra sonra açılmaya başlıyor. Meğersem bu süper yakışıklı herif bizim bildiğimiz erkeklerden farklıymış. Hatta bizim buralardan da değilmiş. Kendi gezegenleri düşmanları tarafından işgal edilince dünyamıza gelmek zorunda kalmışlar. Onların peşinden düşmanlarıda gelmiş. Bütün o huzursuzluk, diken üstünde hali bundan kaynaklanıyormuş işte. 

Daemon ve Dee kendilerini gizlemekte ve gerektiğinde savunmakta oldukça iyiler. Katy ile tanışana kadar da insanlardan uzak dur, sırrını koru politikasını gayet iyi sürdürmüşler. Ama işte işin içine bir insan girince buna ister dikkatsizlik, ister şanssızlık deyin bütün dengeler bozuluyor. Katy'in ölümüne sebep olacak bir kazadan Daemon tarafından kurtarılması, Katy üzerinde bir iz bırakıyor. Bu iz düşmanlar için işaret fişeği gibi bir şey. Yani hem kendnkini hemde Daemon ile Dee'nin hayatını tehlikeye sokuyor. Sonrası bol kovalamaca, bol aksiyon.

Lise hayatını, arkadaşlıkları, ve Daemon ile Katy'nin atışmalarını okumak keyifliydi. Düşmanların takibi, kaçışlar, cevapsız sorular, geçmişte yaşananlar, Daemon ile Katy arasındaki her geçen bölümde biraz daha artan cinsel gerilim tempoyu yükseltiyor. Ayrıca kitabın sonunda bulunan Daemon ağzından anlatılan bölüm, olayları onun gözünden görmemize olanak sağlıyor.

Yine de her şey çok güzel, okurken eğleniyorsun ama genç-yetişkin dalında bu tarza en yakın gördüğüm Dört Numara Benim'de bulduğum lezzetini yakalayamadım. Beklediğim gibi bir uzaylı macerasını yoktu yani. Evet keyifliydi, okurken sıkılmadım, çoğu yerinde güldüm, Daemon'a uyuz oldum, Alacakaranlık'tan araklanmış gibi duran karakterlere ve sahnelere aldırmadım, devam kitabını da alırım tabi ama bana göre bir şeyler eksikti. Umarım ilk kitapta bulamadıklarımı ikinci kitapta bulurum.


  DEX Şöleni'ne katılan bir diğer Obsidiyen yorumu:



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...